“….halbuki o
zamana kadar milliyet fikirleri yalnız gayr-i Müslim unsurlara değil, Araplar,Arnavutlar
gibi İslam unsurlarına da kuvvetle nüfüz etmişti; hristiyan Arnavutlar,
suriyedeki Hıristiyan Araplar vasıtasıyle İslam Arnavutlara ve Araplara da
geçmiş olan bu milliyet cereyanın henüz tesir edemediği bir tek unsur
kalmıştı:Türkler! Zavallı Türkler, güya başka unsurları kuşkulandırmamak için
kendilerini unutmaya, kendileri için çalışmaya razı oluyorlardı.osmanlı
imparatorluğu dahilinde ki bütün uluslar birer, mustakil uzviyet halinde
teşekkül ve tebellüre var kuvvetiyle çalışırlarken,Türkler imparatorluğu
muhafaza için muhtelif emellere ve istikametlere malik, o muhtelif kuvvetler
arasında bir çimento vazifesi görmekle uğraşıyorlardı. Osmanlı imparatorluğunun
hayatını ancak bu suretle muhafaza edebileceklerini zanneden gafil Türkleri,
türk olmayan unsurlar bu tehlikeli yolda yürümek için şiddetle teşvik
ediyorlardı.
Güya Türkler
türk olduklarını anlarlarsa, diğer unsurlarda milli fikre kapılacaklarmış ve Osmanlılar
bundan ziyan görecekmiş! Halbuki o zamana kadar olan olmuş Türklerden ma’da
bütün İslam ve Hıristiyan uluslarda milliyet cereyanı şiddetle inkişaf
etmişti.lakin ne kadar yazık ki, eski “Osmanlılık” telakkisine inandıkları için
bu nasihatlara aldanan gafil Türkler pek çoktu ve bunlar hala bu günde
mevcuttur.”S.43-44
Fuad Köprülü, MAKALELER
Yorumlar
Yorum Gönder