“Yaklaşık bir
milyon insanın yaşadığı bu kentte, kentin nüfusu daha 17.yüzyılda 700 bine
ulaşmıştı,nüfusun sadece yarısı müslümandır. Osmanlılar,daha doğrusu tek ve
biricik Osmanlı, imparatorluğa dönüşen beyliği, 1299 da kuran Türkmen Beyinin(Osman)
soyundan gelen sultanın kendisi hala buradadır. Çevresi eşleriyle,Çerkes
kölelerle,sudandan gelen harem ağlarıyla imparatorluğun Hıristiyan çocuklarının(yeniçeri
yapılmak üzere devşirilmiş) ya da döneklerin soyundan gelen üst düzeydeki
kişilerle (Macar soylular,Polonyalı bağımsızlıkçılar,rus devrimciler ya da
sıradan kürek mahkumları) çevrilmiştir.
Ve sonra
ötekiler: çiğer, işkembe satan Arnavutlar,Boşnaklar,Kürt Hamallar,Laz
gemiciler,Kırım Tatarları ve de Ruslar tarafından Kafkasya’dan kovulan ve
sultan tarafından gönül yüceliği içinde kabul edilen Çerkesler, Kapçuklar,
Ubihler, Kumikler,Osetler,Çeçenler,Kabartaylar ve nihayet Türkler; Anadolu
bozkırından , Karadeniz ormanlarından ve doğudan gelen, halk tiyatrolarında
alay konusu olan Türkler…..
Bu kentte
Türk, Osmanlı zarafetinin öteki ucunda yer alan kaba saba, yontulmamış, Anadolu
Köylesini temsil eder. “
S.Yerasimos'un İSTANBUL
(1914-1923) kitabından alıntıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder