Bir toplumda yüceltilen şey aslında o toplumun bir yansımasıdır. Ahlakının inancının bir yansımadır. Yani toplumun özünde ne varsa karşıda gördüğü şey, alkışladığı, ötekileştirdiği veya önemli kıldığı ne varsa işte o özünden ortaya çıkar. Bu durumda izlediğim, gördüğüm her şey bilirim ki bu toplumun bir parçası, bir yansımasıdır.
Sanat ötelenmiş, kimlik ötelenmiş, şahsiyet ötelenmiş, eğitim dediğimiz şey ucubeler topluluğu*yaratmakla meşgul, aydınları az bilmiş “her devrin adamı” profilindeler. Yayın organları ya da yayılan şey ne kadar ucuz ve sıradansa, ne kadar içi boşsa o kadar değer verilen içerikle yüklü. Buradan yayılan şeyler, hayır bu toplumun dışında ki şeyler denebilir mi?
Bir çöplükten pis kokular yayılıyor. Kimse diyebilir mi o çöplüğü biz kullanmıyoruz. Kaçınılmaz olarak herkesin katkı sağladığı bu kötü kokular saçan çöplük, bir şekilde bütün her yeri sarıyor, evlerin içini sokakları…işte bu kötü kokunun en önde ki yayıcıları (demogogları, reklamcıları, artisteri,şöhretleri…vs) ayak takımının**yansıttığı şey toplumun bir yansımasıdır.
*ucube topluluğu: test çözen, test sınavlarından başarı yakalayıp mevki ve saygınlık kazanan ve bunu bir üstünlük vesilesi sayan az bilgisiyle krallar gibi kendini idare eden okumayan okullular tiplemeleridir.
**ayak takımı:toplumun sözde elitleri, iyi beslenmiş, köklü ailelere mensup, doğuştan itibarlı ve sözü geçer her türlü imtiyaza ve söz hakkına sahip kitle.
"6 temmuz 2011" tarihli.
Yorumlar
Yorum Gönder