Halka hizmet hakka hizmet düsturunu şiar edinenlerin
çatışmasını izliyoruz. Bir zaman önce olsaydı, hak yolunda, hayırda rekabet
ediyorlar diye düşünürdük, ama öyle şeyler gördük ki, artık bu çatışmada bir
iyi niyet, bir hayır olduğunu düşünmüyoruz. Haktan hukuktan eser yok.
İnsanlar kaygıyla izliyorlar, devlettin içinde bir şeylerin
yolunda gitmediğini görüyorlar. En temelde ise seçtikleri iktidarın düşürülmeye
çalışılmasından rahatsızlar.
Tarafların dini argümanları sıkı sıkıya kullanmaları onların
hak yolunda olduklarını göstermez, tam aksine dinin araçsallaştırıldığını, dinin
insanların, örgütlerin amacı için kullanıldığını gösterir.
Dinin kullanan yanar! Bugün karlı çıkartabilirsin “dince
haklılığın” sayesinde, ama yarın o ateş seni yakar! Haksızlık ettiğinde,
üstünlük sağladığında bile bir el seni çarpar, yerle bir eder, evini başına
yıkar. Çünkü, evet doğanın yasaları vardır, zafer sarhoşluğuyla kazananlar
şeytani kahkahalar atabilir, kibirle keyiflenebilirler, ama öyle bir el uzanır
ki onların boğazlarına, her aldıkları nefes haram olur.
Yolun hak değilse, yolun yetimlerin hakkını gözetmek
değilse, yolun yoksulun, öğrencinin, yolcunun, garibin hakkını korumak değilse,
bunun hesabını verirsin. Adalet gözetmiyorsan, hak gözetmiyorsan, bunun hesabı
sorulur.
Oturduğun evi güvenli liman gibi görebilirsin, tahtını okyanuslar
ötesine kurabilirsin, orayı en güvenli kale diye düşünebilirsin, ama bilirsin
ki, hangi taş kalelerin içene saklansan da azap gelir seni bulur.
Yanı başımızda bir zalimin elinde inim inim inleyen
insanlar, Müslümanlar, Allahın onları sana kardeş kıldığı bir halk ve sen bu
halkın zaferinin önünü kesiyorsan eğer, sen bu zalimlere hizmetten başka ne
yapıyorsundur.
Üzerinde oturduğumuz coğrafya bu kadar kan revanken, her
yanımızı ateş sarmışken, evin içini yakmaya çalışmakta neye hizmettir, hakka mı
hizmettir, yoksa bu ateş taşıyıcıları, şeytanlara mı hizmettir.
Türkiye de, bürokraside ki bu insanlar neye hizmet
ediyorlar, kimlikleri buraya ait, ama kıbleleri nereye ait, yönleri, yolları
nereye çıkar bu insanların. Nasıl bir hırstır ki bütün ülkeyi kaosa
sürüklemenin peşine düşmüşler, hiç mi düşünmüyorlar! Düşünemiyorlar!
Bu yol hayır yolu değil, yıkmaya çalıştığın bu çatı, İslam milletinin
çatısıdır, ayakta kalan, bütün İslam milletlerinin umudu haline gelmiş bir
lideri yok etmeye çalışırsan bunun adı hayra, hakka hizmet değil, büyük
baronların, büyük şeytanların bu coğrafyayı yutmak isteyen bütün kâfirlerin
arzularına hizmet etmek anlamına gelir.
Bu coğrafyada insanın vicdanı hiç susmaz, adalete inancı hiç
bitmez. Her seferinde adaleti yeniden tesis etmeye çalışır, her seferinde
yeninden yeniden dirilir, buna siz de engel olamayacaksınız.
Yorumlar
Yorum Gönder