“cemaatler, tarikatlar,
şeyhler, dervişler, müritler, abiler, elamanlar”
Toplum daima bir
bütün gibi görünür, ama çoğu zaman yakından ve dikkatli bakanlar için hep
karmaşa, kaos içerisinde akan bir süreç görürler.
Bizim gibi toplumlarda, büyük oranda toplum ikili yapılardan
oluşur. Görünen, bilenen, resmiyete dâhil yapılarla, bunun dışında kalan
görünmeyen, fark edilmeyen ve resmiyete dâhil olmayan ikincil yapılardır.
Devlet kesinlikle ürkütücü, ceberut ve insaniliği dışlayan
kimliği, toplum içerisinde cemaatlerin oluşmasına büyük katkı sağlamıştır.
Her şey siyasal değildir elbette, insanlar sığınacak bir
ruhaniyete de ihtiyaç duyarlar, gidip bir tekkeden içeri girerler.
İslam cemaati yüceltir. Cemaat bireye bir aidiyet
kazandırır, onun psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarını kazandırır.
Dergâh bireyin sığınağıdır. Tarikatlar da Anadolu’nun
Türkleşmesinde, İslamlaşmasında önemli katkı sunmuşlardı.
Cumhuriyet batıya açılırken, geride toplumda ne olduğunu
fark etmedi. Dini ve geleneksel değeri yasaklarken yasalarla her şeyi
hallettiğini düşünüyordu.
Oysa bütün kanunların ve yasaların dışında başka bir
toplumsal yapı gelişiyor, cumhuriyetin vaad ettiği bütün biçimlere karşı meydan
okuyordu.
Gözle görülmeyen, ama yakından bakıldığında şehirlerin içinde başka yapılar görülüyordu. İşte devlete karşı ama toplumla birlikte hareket eden bu yapılar, örgütler uzun çalışmalar sonunda siyasal bir zafere imza attılar. Bu zafer, refah partisinin İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarının kazanmasıydı.
Tam bu noktada rejim şaşkındı, kim bunlar, nereden çıktılar,
nasıl kazandılar gibi şaşkınlığını uzun süre üzerinden atamadı, hatta işi
makarnayla kandırılan halk noktasına getirdi.
Bu oylar nasıl kazanılmıştı, bu hareketleri tanımayanlar
açısından, cahil halk kandırılmış gibi bir yaftayla sonuçlandı. Oysa bu
sosyolojiyi bilen herkes, ak parti zaferinin neye dayandığını görecektir.
Partinin iktidarından sonra, büyük oranda bir çok şey
partiye devredildi, oysa parti nihayetinde devletin yürütmesini temsil
ediyordu, temsil ettiği şey otoritenin kendisiydi, burada bir çıkmaz doğdu,
para kazanmanın keyfi, idealleri, her şeyi unutturdu.
Düşman kamp da bertaraf edilmişti. Meydan Timur ile Beyazıt mücadelesine
kalmıştı. İhanet edenler, isyan edenler, kalkışanlar, nihayetinde Türk
devletine kimin hakim olacağı ile ilgili mücadele başlamış görünüyor.
Türk devletine hakim olan bütün coğrafyaya hakim olur.
Yorumlar
Yorum Gönder