“Dikkat edin: sizin elinizi sıkıyor, size gülümsüyor, sizin
sırtınızı sıvazlıyor ve önünüze derin bir kuyu kazıyor”
Her seferinde insan kendi paçalarından asılarak yere çakılır
mı? Türkiye ne zaman kanat takıp uçacak olsa, birileri çıkıyor bu kanatlardan
asılıp, Türkiye’nin yere çakılmasını sağlıyor. Türkiye’nin kanatlanmasını neden
istemiyorlar? Türkiye’nin kanatlarını kırmaya çalışanlar neden her seferinde
içeriden çıkıyor.
Türkiye’nin içerisi hiç milli olmuyor mu? Mesele Avrupa
devletlerinde olduğu gibi neden ortak amaçlar etrafına toplanan insanları
göremiyoruz? Bu kadar dağınık olmamızın özünde ne yatıyor? Elbette bu sorular o
kadar çok ki! Onlarca soru sorarak bile bu yazıyı bitirebilirim. Ama herkes
cevap arıyor, sorular belli ama cevaplar ortada yok.
Hiçbir şeyi izah edemiyoruz. Sosyolojisi yerli değil, başka
coğrafyadan aldıklarıyla ülkenin sosyal yapısını açıklamaya çalışıyor,
gazetecisi propagandist, iktidar rüzgarı nereye eserse o tarafa hemencecik
eğiliyor, nihayetinde sermayenin çocukları. Sermaye iktidara bağlıdır, batıda
olduğu gibi bağımsızlığını kendinden almaz, iktidarın ihalelerinden alır.
Burada bağımsız fikirler üretecek aydınlar ve üniversiteler
nerede! Hepsi sindirildi mi? Hadi diyelim ki partiyi ve hükümeti benimsediler,
onlar için hükümet en iyi iktidardır, ama insan şunu yapmaz mı, aydınlatıcı
projeler sunmazlar mı? Yeni ufuklar açmaz mı? Nerede!
Maaşlarını az bulan akademisyenler, konuşmama ve düşünmeme
kararı mı aldılar? Proje üretmeme kararı, genel grevdeler mi yoksa da bizim
haberimiz yok. Üniversiteler yüksek liseler gibi kurulmuş ya da öyle bir
mantıkla çalışan bir sürü tembel adamın doldurduğu işe yaramaz kurumlardır.
Hatta öyle ki bazıları aile çiftliği gibi, üç beş kuşak bir arada deden toruna
kadar uzanan bir kast yapısı var.
Kast yapıları Türkiye’de yaygındır. Cemaatler belli kastlar
üretirler, aileler, dönmeler, azınlıklar,göçmenler kısaca kim varsa hep bir
kasta dahildir. Siz yalnızca seyirci olabilirsiniz, öyle ki sizi sokağa bile
atabilirler. Bu kadar acımasız yapılar nihayetinde devleti ve toplumu kendi
çıkarları doğrultusunda kullanma eğilimi taşıyorlar. Bu amaç için var
güçleriyle çalışıyorlar. Bunların düşündüğü, bir bütün olarak millet değil, tam
aksine kendi kast sistemlerinin huzuru ve refahıdır.
Dünyada bunu en iyi başaran Yahudiler, gittikleri her ülkede
daima zengin olmuşlardır. 1600 yıllarda Avrupa da , 1900’de batı da dünyanın en
kritik anlarında bile zengindirler. Bizde bu getto karanlık yapılar maalesef
imparatorluktan arta kalmıştır. Daima da bürokrasi, devlet, iktidar erki
etrafına çökmüşlerdir. Arada Anadolu çocukları girseler bile bu kast sistemi
onları birer hizmetçi kılmıştır, birer elaman haline getirmiştir, buna itaat
etmeyenleri ise perişan etmişlerdir.
Yönetemediğiniz, hakim olamadığınız ve göremediğiniz işte bu
kast sistemleridir, bunlar aynı zamanda dünyanın değişik ülkeleriyle akraba ve
onlara hizmetkardırlar. O yüzden Türkiye bu karanlık yapıların inlerini keşif
etmeli, iktidar etrafına kümelenmiş bu yapıları bertaraf etmeli ki uçabilsin.
Eğer bunlara karşı bir zafer kazanamazsak, Türkiye’nin kanatları hep kırık
olacak
İşte bu savaşta siz beyefendi, burada hiçbir şeye
güvenemezsiniz, sakın ola kendinizi bir ağaca yaslamayınız. Muhtemelen
sırtınızı dayadığınız yerden vurulursunuz. Size gülümseyerek ihanet ederler.
Yorumlar
Yorum Gönder