Devlet herkesin kabul edeceği ve herkesin eşit olduğu bir
hukuku yeniden yazmak zorunda, bunun başlangıcı da anayasadır. Eğer hukuk
yeniden tesis edilmezse, adalet sadece kâğıt üstünde kalacaktır.
Devlet onun bunun devleti değil, bizatihi milletin
hizmetinde olacak bir devletin tesisi bu hükümetin boynun borcudur, hem
seçilmiş olmalarından, hem de kendi varoluşları ve güvenlikleri açısından
hukuku inşa etmelidir.
Adaleti tesis etmeliyiz, adalet tesis edilmezse, boşuna
konuşuyoruz demektir.
Siyasi çıkarlar, cemaat hırsları, adam kayırmacılık, siyasal
ve bürokratik çürümenin en büyük göstergelerindendir.
Yolsuzluğun yapıldığına herkes inanıyor. Sosyoloji şu ki,
toplumda varolan hiç kimse yolsuzluğun yapılmadığını düşünmüyor, bu da gösteriyor
ki siyasal sisteme büyük güvensizlik var.
Güveni inşa etmenin yolu, millete çıkıp yok, yapmadık,
olmadı, öyle şeylere inanmayın demek değildir, bir sistem inşa etmektir,
kurallara bağlı ve kuralların herkes için eşit şekilde işlediği bir sistem tesis
etmeliyiz.
Bütün halılar kaldırılmalı, tozları alınmalı ne kadar kir
pas,ne kadar gizlenen şeyler varsa ortaya serilmeli, arınmalıyız. Yeniden
sağlıklı bir toplum için arınmalıyız. Bunun için hakikatten korkmamak
gerekiyor.
Hakikatten kaçtıkça, hakikati görmezden geldikçe, benim
çıkarım, onun çıkarı, benim cemaatimin ülküsü, onun altı oku, yedi bilmem neyi
diye hep gerçeği görmezden geldikçe biz tuhaf bir şekilde tekrar ediyoruz.
Bir labirente girmişiz de çıkışı bulamıyoruz. Her seferinde
aynı şeyleri tekrar ediyoruz, ama kapıyı bulamıyoruz.
Burası eski bir coğrafya, çok kadim milletlerin geçtiği,
medeniyetler kurduğu, toprağın altında katman katman yapılar, medeniyetler var.
Bu yüzden elbette tarihsel ve sosyolojik devamlılık bir şeye işaret ediyor. Bu
topraklarda güven tesis etmek zordur ama imkânsız değildir, çünkü burada
kuracağımız adaletli bir hukuk ve devlet sistemi bütün coğrafyamızı
kurtaracaktır.
Siyaset erdemliler üzerinde yükselmeli, kaseti çekenlerle,
kasete konu olan fiilleri işleyen kasetçilerin üzerinde değil. Kendilerini
ülkülerine adayan insanlar üzerinde sancak yeniden yükseltilmeli, hem sosyal
yapının inşası, hem de siyasal sistemin inşası bu coğrafyanın en bilge kişileri
ve kadim eserleri üzerinden sağlanmalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder