Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİZ HEP KAZANIRIZ.

Çanakkale de nasıl kazandıysak yine kazanırız, biz her zaman kazanırız, kaybetsek, yenilsek, yok olmak üzere bile olsak her seferinde zümrüdü anka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğarız, bu kutlu millet tarihi yürüyüşünü kesintisiz sürdürür. Yedi alem birleşse, bütün tanklar, toplar yok etmek için bir araya gelse, tek bir merdimiz kalsa, biz yine kazanırız, yine tarih sahnesine başımız dik çıkarız. Bin türlü hileye maruz kalsak da biz o hileyi bozarız. Her on yılda bir darbeler yaşasak da tepemizde gavurun kılıcı olsa da biz yine gavurun elinden o kılıcı alır, o gavuru tepemizden kovarız. Bu milletin yolu kutludur, bu millet bu toprakları kanlarıyla sulamıştır. Ölerek dirilmiştir Çanakkale’de bir ölmüştür, bin dirilmiştir. Ne hacısı ne hocası kesemez bu kutlu yürüyüşün önünü! Akın başladı mı kesemez kimse önünü, seller gibi, çağlayanlar gibi akar, zaferimizi ilan ederiz, İslam’ın yüce sancağını batı burçlarına dikeriz. 28 Şubatta nasıl kazandıysak yine kazanacağı

Algı ve Operasyon

Okumayan bir toplumda bir şeyin algısını oluşturmak çok basittir. Eskiler zaten sözü söylemiş, çamur at izi kalsın diye, bu çok kadim algı oluşturma yöntemi olarak söylenmiş olmalı, çünkü bugün tamda yaşadığımız süreçler bu sözü doğrular niteliktedir. Günümüzde bilginin hızla yayılıyor olması bir iftiranın, bir yalanın izlerinin daha hızlı yayılmasına neden oluyor. Bir yalan yayılırken aynı zamanda yeniden kurgulanıyor, yani her temas ettiği kişide yeniden biçimlenip bir başkasına ulaşıyor. Bilginin kaynağı sorgulanmıyor, doğruluğu ya da yanlışlığı tartılmıyor, sadece zihni seviyeye uygunluğu aranıyor. İnternet kullanıcısının bilgi ve kavram düzeyi neyin dolaşımda olacağın da belirliyor. İnternette bir bilginin dolaşıma girmesi internet kullanıcılarının bilgi ve kavram seviyeleriyle doğrudan ilgilidir. Bu durumda bilgi anonimleşiyor, paylaşımlar anonimleşiyor, bir süre sonra ise hakikat öyleymiş gibi sokakta gençler arasında yarım yamalak olarak öyle imiş, gibi imiş, yani

TÜRKİYE'NİN KAFASINA SIKTILAR

Türkiye uzun zamandır Türkiye cumhuriyetine kimin hakim olacağı kavgası vermektedir. Bu hem uluslar arası hem de yerel bir kavgadır. İmparatorluk kalıntıları, azınlıklar Türkiye’de uzunca zaman istedikleri gibi hüküm sürdüler. Türkiye’nin azınlıkları, elitleri merkezi hiç terk etmediler. Son ak parti iktidarı,işte bu merkezi ele geçirme gücüne erişmişken, bu son seçkinler ellerinde büyük bir koz olarak sakladıkları cemaati sahaya sürdüler. Cemaat karanlık bir örgüt gibi eylemlere girişti. Gezi parkı ve öncesinde polisin küçük gruplar üzerinde yarattığı şiddet görüntüleri beni geziden çok önce rahatsız etmeye başlamıştı. Polisin yarattığı şiddet,orantısız, abartılı ve barbarcaydı. her eylem yapan küçük gruplara saldırmalarının hiçbir mantığı olamazdı. Gezide gördük ki bütün bu şiddet görüntüsü toplumu tahrik etmek, kitleri aşağılayarak onların öfkelenmelerine neden olup, kitle hareketlerini iyice köpürtmek. Bunu da kısmen başardılar. Bunları yaparken tam da liderin dizini

Yeniden imparatorluklar çağı

Ulus devletler ömrünü tamamlamış görünüyor, kimse kendi sınırları içerisinde kalarak mutlu yaşamanın yollarını aramıyor, çünkü dünyanın kaynakları tek başına hiçbir ulusu besleyecek boyutta değil, küresel bir sistem içerisinde herkesin birbirinden haberdar olduğu bir ortamda, herkes bir birinin yaşamına göz dikmiş görünüyor. Toplumların sınırsızca satın alma arzuları, tüketim çılgınlıkları ya da yoksul halkların iyi yaşam talepleri devletleri kendi toplumlarının refahı için kaynak arayışına itmekte, bu yüzdende hiç kimse durduğu yerde kalmıyor. Putin tanklarını ve askerlerini ilk saha sürenlerden oldu. Putin ve Ruslar yeni bir imparatorluk kurmanın peşine düşmüş görünüyor, bunun ilk denemesini Gürcistan’ın başkentine ilerlerken yaşadılar, öyle ki bu günlerin geleceği o günden okunabilirdi. Putin bu süreçte çok avantajlı görünüyor, hem elindeki doğal kaynaklar ve askeri gücün sayesinde coğrafyasında yapamayacağı şey yok gibi, Rusların gücünü kullanarak bölgede kendine başka