Ulus devletler ömrünü tamamlamış görünüyor, kimse kendi
sınırları içerisinde kalarak mutlu yaşamanın yollarını aramıyor, çünkü dünyanın
kaynakları tek başına hiçbir ulusu besleyecek boyutta değil, küresel bir sistem
içerisinde herkesin birbirinden haberdar olduğu bir ortamda, herkes bir birinin
yaşamına göz dikmiş görünüyor.
Toplumların sınırsızca satın alma arzuları, tüketim
çılgınlıkları ya da yoksul halkların iyi yaşam talepleri devletleri kendi
toplumlarının refahı için kaynak arayışına itmekte, bu yüzdende hiç kimse
durduğu yerde kalmıyor. Putin tanklarını ve askerlerini ilk saha sürenlerden
oldu.
Putin ve Ruslar yeni bir imparatorluk kurmanın peşine düşmüş
görünüyor, bunun ilk denemesini Gürcistan’ın başkentine ilerlerken yaşadılar,
öyle ki bu günlerin geleceği o günden okunabilirdi.
Putin bu süreçte çok avantajlı görünüyor, hem elindeki doğal
kaynaklar ve askeri gücün sayesinde coğrafyasında yapamayacağı şey yok gibi,
Rusların gücünü kullanarak bölgede kendine başka bir yayılma alanı bulan iran
var.
İran Rusya’yı arkasına alarak sahada ciddi askeri ve terörist
faaliyetler yürütüyor. İsrail ve Amerika açısından muhtemel ki İran’ın
yayılmasında herhangi bir tehlike görünmüyor, çünkü bölge ne kadar kaos
yayılırsa İsrail o kadar güçlenir.
İsrail’in istediği iklim böyle bir iklim, ama işleri bozan
bir faktör var, Türkiye ve Erdoğan liderliği, bu yeni düzenlerin kurulması için
Erdoğan liderliğinin bertaraf edilmesi gerekiyor, çünkü ortadoğuyu sonsuza
kadar gömenin yolu Erdoğan’ın düşürülmesi gerekmektedir. Bunun içinde en derin
ve gizli silahlarını şuan saha sürmüş görünüyorlar. İçerden karnımız deşiliyor.
Bölgenin ufak kanton devletçiklerine bölünmesinin önündeki yegâne
engel Erdoğan’dır. Biz nasıl Türk siyasetindeki muhaliflerin işe yaramaz olduklarını
okuyorsak, aynı şeyi Türkiye’nin düşmanları da okuyor, eğer hükümet eden şu
anda başka bir muhalif lider olsa muhtemelen Türkiye’nin kırk parçaya bölünme
ihtimali oransal olarak ciddi artış gösterecektir.
Bir şeyi biz düşünebiliyorsak, daha başkaları ve ülkenin
düşmanları daha çok şey düşünüyorlardır. Burada uyanık olmamız gerekiyor,
parçalanarak hep birlikte yok mu olacağız yoksa birleşerek, ulus devlet
anlayışını geride bırakıp yeni bir birleşmelere ve bütünleşmelere mi gideceğiz
Herkes eteğinde ne varsa ortaya koyar ve bu durumda daha
güçlü bir Türkiye olarak çıkarız, bölge de kazanır, Araplarda, Türklerde,
Kürtlerde kazanır. Bütün bu süreçlerin başarılı olması için, Kahire’nin
kazanılması gerek, Bağdat’ın, Şam’ın tekrar kazanılmazı gerekiyor işte buradan
çıkacak büyük bir birlik Afrika’dan viyana kadar bir İslam barış iklimini
getirecektir.
İşte bu yeni bir çağ, işte bu çağ birleşerek kazananların
çağı olacak, küçük devletler, küçük kafalar, anlayışlar ortadan kalkacaktır.
Eğer yok olmak istemiyorsak, aşure aşı gibi olmalıyız, herkes elinde ne varsa
kazana atsın, bütün canlar da erenler de sofraya buyursun.
Yorumlar
Yorum Gönder