Kürtlerin artık bir karar vermesi gerekiyor, ya etnik bir
ulus devlet hayalini sürdürüp, bunun için her türlü çatışma ortamını fırsata
çevirmeye çalışacaklar ya da Türklerle kader birliği yapıp birlikte geleceği
inşa edeceklerdir.
Barış için taraflar kararlı olmak zorundadır. Çünkü bu
savaşta kimse kazanamaz, kürt ve türk savaşında hiç kimse kazanamaz. öyle
anlaşılıyor ki, Kürtçü-kemalist zihniyet son zamanlarda başka bir hayalin
peşine düştüğünün işaretlerini vermektedir.
Etnik temelli ulus devletlerin bu coğrafya için tarihi bir
hata olduğu deneyimlenmiş, ulus devlet şeklinin bu coğrafyaya ne kadar zarar verdiğini tarih ortaya çıkarmıştır. Bu halde
bile Kürtçü kemalistlerin etnik bir devlet hayali kurmalarını anlamak gerçekten
güçtür.
Türklere, Türkiye’ye karşı öfke duymaları belki
anlaşılabilir, ama bu öfke adaletsizce bütün millete, tarihe, coğrafyaya dönük
olarak bir şiddette dönüşürse, geri dönülmez bir çatışmayı üretmekten başka bir
şeye yaramaz.
Üç beş şehirde Türk izlerini silmeye çalışmak hiç iyi
niyetli bir çaba olarak görülemez, Kürtler bugün Türkiye’nin her yerinde
özgürce yaşarken, Türkiye’nin bir köşesinde Türk kavramından nefret edilmesi, Türk
devletinin simgelerinden, göstergelerinden nefret edilmesi hiç anlaşılır değil.
Kazım Karabekir Paşanın Ağrı ilinden silinmeye çalışılmasının anlaşılır bir
tarafı yoktur.
Bu millete, bu milletin şahsiyetlerine karşı Kürtlerin
düşmanca tavırları gerçekten yakışıksız, gerçekten art niyetli ve gerçekten
barışı inşa etmek istemeyen bir zihniyetin ürünü gibi görünmektedir.
Kürtlerle barışın
başından beri savunucusuyum, ama son zamanlarda ortaya çıkan asimetrik Türk
düşmanlığı propagandası ve çatışmacı tavırları hiç kabul edilir gibi değildir.
Bir taraftan barış inşa ediyoruz derken, bir taraftan ise bölgeyi bir hat
olarak cephe konumuna getirmeye çalışmaları gerçekten bir barış inşası değil,
herkeste bir alan kazanma, bir zaman kazanma stratejisi uygulanıyor duygusunu
uyandırmaktadır.
Yeni bir aşamadayız, tarihi bir fırsat var, barışıp birlikte
bir gelecek inşa etmek noktasındayız. Bu gerçek bir fırsattır. Bu treni
kaçırmamak lazım, medeni bir dünya, kalkınmış ve barış içinde bir coğrafya inşa
etmek için zaman kaybedilmeden, kucaklaşma ve helalleşme zamanıdır.
Ortak bir gelecek ancak barışla ve birlikte çalışmakla
mümkün olacaktır. Biz kendi kürdistanımızda özgürce yaşamak istiyoruz, kimseden
korkmuyoruz, her türlü şekilde savaşırız diyorlarsa, kendileri bilir demekten
başka bir seçenek kalmıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder