Çocuklar akın akın cennete uçuyorlar gülümseyerek. Annelerin,babaların
feryatları gökleri inletiyor. Ağıtlar top seslerine karışıyor, acımasız ve
haksız bir ölüm kol geziyor oyun oynayan çocukların yanı başında.
Sinesini siper ediyor bir adam emperyalizme, batının ve onun
uşaklarının mermilerine.
Çocuklar emperyalizme meydan okuyor canıyla,
bedeniyle,sapanıyla, sen uyurken, gazze tankların önünde dimdik, topların
önünde dimdik, gururlu. Gazze bir bıcak gibi ruhumuza saplanıyor.
Boğazımız düğümleniyor, çaresizliğimize ağlıyoruz. Dualar ediyoruz,
zalim yahudinin elleri kursun, diye. Çocuklara kurşun sıkarken taş kesilsin
kolları diye, dualarımız dilimizden öteye geçmiyor.
Yaşamak istemenin bedeli bu kadar ağır mıdır? Herhangi bir
insan gibi yaşamanın bedeli gazze de ölüm müdür? Sussak, sonsuza kadar sussak,
yine de bu utançtan kaçamayız. Her şeyimiz varken izlemek, seyirci olmak,
yaşama karşılığı gazzeyi ölüme teslim etmek, nasıl bir ruh halidir.
Emperyal bir kurşundur gazzeyi kalbinden vuran. Ey en onurlu
asker, kalk ve diren. Düşmanın zalimlikleri seni korkutmasın, dizlerinin bağı
çözülmeden, tankların önünde dur, bir taş al ve at.
Bizim adımızda bir taş at ey çocuk. Kararan yüzümüzün
aydınlığı için, yiyip içmenin keyfine dalmışken, sadece ağıtlar söyleyen bizler
içinde bir taş al ve at.
Ey Filistinli çocuk, bizden her şeyin hesabını sor, sor ki
seni ve kudüsü ne karşılığında teslim ettik, seni ne karşılığında ölüme teslim
ettik, hesabını sor, sor ki cennet sana hak olsun, cehennem bize müstahaktır.
Sana sunarım ki bütün içtenliğimle, bana gayret yolunu aç,
bana bir yol aç, aç ki bütün vicdan azaplarımızdan kurtulalım, sızlayan
yüreğimizin ateşi dinsin. Utançtan kararan yüzlerimiz az da olsa nurlansın.
Bir gün senin adına bir taş atabilmenin umuduyla yaşıyorum
ya, işte umudum, hızım, heyecanım, arzum budur.
Yorumlar
Yorum Gönder