Türk demokrasisi yeni bir deneyime hazırlanıyor. Başkanlık
yarışının hem tarihi, hem siyasal olarak yeni bir durum içerdiği açık
görünüyor. Türk milletine başkan seçiyoruz. Halk kendi başkanını fiili olarak
belirleyecek.
Karşımıza üç aday çıktı, bu üç adayın ikisini yakından
tanırken bir tanesiyle ilgili ise pek fazla fikrimiz yoktu, adı geçiyordu, ama
kim olduğuna dair fikrimiz yoktu, işte internetten ne kadar öğrenebildiysek,
hakkında ki bilgilerimiz o kadarla sınırlı kaldı.
Erdoğan Türk siyaset hayatının en belirleyici aktörüdür.
Türk siyasetinde Erdoğan’dan önce ve sonra diye bir dönüm noktası olacağı açık
görünüyor. O yenilmez bir siyaset adamıdır. Hiçbir seçimi kaybetmedi,
kaybetmeyecek gibi görünüyor.
Erdoğan’ın yeri ayrıcalıklıdır. Sunduğu vizyon belgesiyle,
gelecek algısıyla, millete olan sevdasıyla, milletin ona olan bağlılığıyla
tartışmasız zafer sahibi oluyor ve olacaktır.
İkinci adayımız Demirtaş’tır, bu isimi elbette tarihe not
olarak düşeceğiz, Türkiye’de Kürt kimliğiyle, Kürt kimliğini öne çıkarak siyaset
yapan ve bu anlayışıyla Türk devletini yönetmeye aday olması tartışmasız tarihi
bir olaydır.
Demirtaş ise bu seçimin kaybetse bile kazanacak olan
tarafıdır. Hem tarihi anlamıyla, hem de temsil ettiği kesimler ve değerler olarak
yerini sağlamlaştıracak, muhtemeldir ki, tarihinde ki en büyük oyu alacaktır.
Demirtaş’ı destekleyen kesimlerin sosyolojisi bize etnik bir
kimlikten çok ideolojik bir kimlik seçimi olacağını da gösterecektir. Demirtaş’a
aleviler oy verebilir, chp’nin bir kanadı, liberaller, sol ve Ermeniler, daha
başka kesimler Demirtaşı destekleyeceklerdir. Çünkü onların alternatifi olan Ekmel
bey tercih edilir bir aday gibi görünmüyor, Demirtaş mı Ekmel bey mi diye bana
sorsanız bende Demirtaş’tan yana tercihi mi kullanabilirim.
Demirtaş Türkiye’nin Sunni İslam anlayışı dışında, laik,
liberal, seküler bir anlayışı temsil etmesi çok önemli, hem de Kürt kimliğiyle
kendini temsil etmesi de çok önemlidir.
Son adayımız ise Ekmel beydir, chp ve mhp genel başkanlarının
kendi seçmenlerinin önüne koydukları bir aday, hadi bu adaya oy verin diyorlar.
Hem milliyetçiler açısından sorun, hem chpnin ulusalcıları açısından sorun var.
Ekmel bey Sunni İslam’ın önemli temsilcisi sayılabilir, hem
de mısırlı olması hesabıyla hiç de Türk algısı oluşturacak bir kültürel
iklimden gelmediği de açık görünüyor. Bana kalırsa tek bir tanımlama var, o
sadece bir turist, Türkiye’yi turisttik bir seyahatle, şehirleri gezen bir
havası var.
İşin en tuhaf tarafı ise, chp ve mhp seçmeni her zaman ak
parti seçmenini suçladılar. Bunlar körü körüne oy veriyorlar, koyun bunlar
diye, ama görünen o ki, chp ve mhp liderlerinin işaret ettiği ve itiraz kabul etmediği
bir durum var. Diyorlar ki işte bu adaya oy verin, işte o zaman mhp ve chp
seçmeni hakkında pek iyi fikirler beslemeyiz; onlardan ak parti seçmeninden
özür dilemelerini bekleriz.
Yorumlar
Yorum Gönder