Görmezden geldiğimiz sorun Türkiye’nin iç çatışmasına neden
olabilir. Bu gün Kürtçülerin ortaya koydukları eylem biçimleri büyük oranda
organize, bilinçli ve bu eylemlerin sonuçlarına hazırlık olduklarına işaret
ediyor.
Kürtler organize işler peşinde, devleti ve toplumu ayakta
uyutmaya çalışıyorlar. Televizyonlardaki iyimser demagogları, sanki onlardan
değilmiş, onlara karşıymış propagandalarının altında yatan şey, daha çok
perdeleme, var olan gelişen ve Türkiye’yi uçuruma sürükleyecek bir hayali
kovalıyorlar.
Kürtçülerin hayaline bütün Kürtler inanmaya başlıyor. Bu
milletin geleceği açısından pek iyimser bir sonuç olamayacağı açık görünüyor.
Barışı neyi feda ederek sağladığınız çok önemlidir, eğer bir
etnik grubun iyi hissetmesi için bir ülkeyi bir milleti ateşe atarsanız, ne
yapmış olursanız olun Türk tarihinin sayfalarında pek iyi bir yeriniz olmaz.
Karar vermek lazım hangi tarihin hangi grupların kahramanı
olmak istiyorsunuz, geri çekilip düşünmenin zamanıdır belki de, belki de biraz
ara vermelidir taviz vermelere, biraz bekleyip düşmanlarınızın samimi olup
olmadığına bakmak lazımdır.
Barışa her zaman destek çıktım, üstelik Kürtleri de severim,
ayrılık gayrlık gözetmem, ama oysa onlar gözümüzün içine bir şey sokuyor. Hem
de öyle aşikar bir zafer ilan ediyorlar ki, bütün milleti tahrik eden,
çatışmaya davet eden bir tarzda sokuyorlar.
Siz karar verin, kendinizi hem Türkiye’nin her yerinde
özgürlük isteyeceksiniz, ama aynı coğrafyanın bir parçasında kendi
bağımsızlığınızı ilan edeceksiniz ve orada Türklere huzur vermeyeceksiniz. Orada
genç evlatlarımızı şehid edeceksiniz. Bunun adına ne demeliyiz. Siz açıkgöz
müsünüz, siz cingöz müsünüz?
Diyarbakır ne kadar Kürt’se, o kadar da Türk’tür işte,
Selçuklu beylerinin eseridir, oğuzların eseridir. Kabul etseniz de etmeseniz de,
bu coğrafyanın her yerinde mührümüz vardır.
Bu yazı birkaç açıdan milliyetçi bir tutum içerebilir, ama
şurasını açık yürekli söylemeliyim ki bu tavır sadece Kürtçülerden gelen tazyiklere,
tahriklere, ve Kürtçülerin tacizkar tutumlarına karşı aldığım bir tavırdır.
Bunlar devam ettikçe biz de kendimizi sizin karşınızda konumlayacağız, bundan
emin olabilirsiniz.
İlk barış çağrısına evet dediğimde içim çok rahattı, vicdani
olanın, insani olanın bu olduğuna çok inandım, ama Kürtçülerin ve onların
arkasında ki fitneci kürt münafıkları görünce, barışın bir kandırmacadan, bir
oyalamadan ibaret kalacağına olan inancım gittikçe güçlenmektedir.
Sizlerin bütün ikiyüzlü davranışlarınıza rağmen ben yine de
barışın yanında olacağım, belki sizinle barışılır cümlesine inanmayacağım ama
barış için dua edeceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder