Bir insanın hissettiği duygu bir başkasının varlığından kaynaklanandır. Olumlu ya da olumsuz bu tamamen bir başkasının yani “benin” dışında ki birinden kaynaklanıyordur.
Bir zaman sonra insanın anıları birikiyor. Algıladıkları,düşledikleri, umut ettikleri ve yaşadıkları birikiyor. Bir zaman sonra insan bunların bir bütünü gibi oluyor. Yani kişilik dediğimiz şey bir sürü yaşanmışlığın sonunda damıtılmış bir bütünlük sayılabilir, aslında beni bir şekilde var kılan ve bilinçli kılan bu bütünlüktür.. Elbette bu yaşantılar ve benzeri şeyler bir toplumun içinde belli çevrelerin içinde meydana geliyor. Aile,okul, arkadaşlar…vs gibi.
Burada gözümüzün önüne serilecek olan şey bütün bu çevreler içinde bize ne veriliyor ya da bütün bu çevrelerden bu özneler neler damıtıyor.* öğretilen nedir öğrendiğimiz nedir? Öğretilen şeyler elbette belli bir plan ve program dahilinde okullarda resmi ortamlarda verilmektedir. Ama başka bir tarafta ise herhangi bir şekilde okullarda ya da herhangi bir görünür, ikincil kulların işlediği hiçbir ortamda öğretilmediği halde bireylerin hissettiği “ötekileşme” ve ya “yabancılaşma” sorunudur.
Bir insanın hissettiği duygu bir başkasının varlığından kaynaklanandır. Olumlu ya da olumsuz bu tamamen bir başkasının yani “benin” dışında ki birinden kaynaklanıyordur. Karşımızda bize şiddet besleyen insanlara neden bu hisleri yarattığımız onların neden böyle olduğunun sorusunun cevabı da bulunmuş olur. Bu hem siyasal anlamda hem de en yakınımızın bize beslediği öfke ya da başka duyguları da açıklamış olur.
*Kürt doğduysanız kaçınılmaz olarak Kürtsünüzdür. Bu basit bir çıkarsama ama bir taraftansa birine kürt dediğinizde onu sadece etnik olarak tanımlamıyor aynı zamanda kültürel,sosyal ve ekonomik bir çok açından sınıflıyorsun demektir. Bu bütün buna benzer adlandırmalar için geçerlidir. Mesele birine Türksün,Alevisin,Rumsun….vs gibi.
"14 temmuz 2011" tarihli.
Yorumlar
Yorum Gönder